Gaziantepli amca, 12. si düzenlenen Gaziantepliler Yemek Şenlikleri'ne torunu Elif'i de alıp geldi. Bastonuyla geldi ama şarkı türkü derken bastonunu Elif'in eline tutuşturdu ve parmaklarını şaklatarak kendini sahnenin önüne atıverdi. "Antep'in hamamları" yaşlılığı unutturdu, yoruldu ve kenara oturdu "Susadım" dedi. Kimse duymamış olacak gidip suyunu getirdim. Gülümsedi, "Su gibi ömrün olsun" deyip cebinden çıkardığı mendille gözlüklerini sildi.
İstanbul'un en güzel zamanlarında göç etmiş memleketinden küçük yaşta para kazanmak için. Eskiden derdi tasası para iken şimdi Elif'i parka götürmek ve onunla oyun oynamak oluvermiş. Her cümlenin sonunda bir gülümseme kucaklıyordu beni ve istemsiz olarak ben de gülümsüyordum. Bastonundan destek alarak kalkarken tiz sesiyle "Şimdi genç olacaktım o zaman görecektin beni" diye başladı mazisini dökmeye. Yarım saat sonra torunu Elif'in elinden tutup eve doğru yol aldılar.