Dünya çok hızlı. Bu hızı umursamayıp olduğu yerde kalan ve cepleri samimiyet dolu olanlardan ibaretiz. Etrafındakileri sadece bakmayıp görenler için bir yerlerdeyiz.

2013/10/24

Faruk Amca




Kadıköy'e gitmek için Karaköy'den vapura biniyorum. Denizi seyretmek için oturuyorum cam kenarına ve bence vapur yolculuk için değil de denizle iç içe olalım diye var. Bunları düşünürken karşımda oturan amcanın serzenişlerini duyuyorum. Adı Faruk. Kısık bir sesle "Cık cık! Kafa gitti pasajda yolu karıştırdım yanlış yerden çıktım" diyor sürekli kendine..

   Bir yandan söyleniyor, diğer yandan da çayını yudumlayıp çikolatalı kekini yiyor. Meraklı bakışlarım arasında bir ara kalkıp eline vapurun süpürge ve faraşını aldı, kek yerken döktüğü kırıntıları süpürüyor. Bana dönüp "Biri görmez basar kırıntılara günahtır" diyor gülümseyerek.


   Uzun süredir bu vapur hattını kullanıyor olacak ki vapur görevlileri ile sohbeti bir hayli ilerletmiş. Vapur Kadıköy'e yanaşınca kalkıyor usulca tanıştığımız için memnuniyetimizi dile getiriyoruz birbirimize gülümseyerek.

2013/10/16

Güzel Kadın



Endişeli bakışlar atıyor sokaklara. İnsanlara bakıyor. Odaklandığı noktaya gitmeden önce güneş gözlüğünü başından indirip takıyor. Endişesini hemen unutturan kendinden emin bakışlarla bir ara sokağa giriyor. Çantası küçük, aradığını bulmakta yine de zorlandığında alt dudağını ısırarak devam ediyor aramaya. Peçete bulduğunda yeni oldukları fiyakalı parlayışlarından belli ayakkabısına bakıyor. Çamuru silmeden önce eteğini çekiştirip tedirgince ayakkabısını siliyor. Sağa sola kendini kollarcasına bakışlar atıyor.
Kafasını kaldırdığında göz göze geliyoruz. Peçeteyi fırlatıp tek kaşını kaldırıyor. Hiç düşünmeden arkasını dönüp gidiyor.

2013/10/03

Kübalı Şarkıcı


Kıştan tam kurtulduk derken yaz sonuna gelmiştik sanki. Vedalar sevilmez ama yaza veda partisine gitmemek hiç olmaz. Denize doya doya girmek, güneşle kucaklaşmak, göç eden kuşların arkasından bakmak ve samba yapmak. Samba işin şiirselliğini bozsa da o gün plaja giden herkese olduğu gibi biz de şaşkınlıktan yaza veda edemiyorduk. Kübalı olduğunu öğrendiğim kadının sesi öyle güzel ki herkes oturmuş onu dinliyor ve denizin yüzüne bakmıyor.
Arkada gitar çalan kocası. Bir de denizden çıkmayan ufak çocukları var. Şarkıcı kadın yöresine ait istek parçaları gülümseyerek kabul ediyor. Denize giren şarkıyı duyunca çıkıyor. Yazla vedalaşmak hüzünlü olmamış pek hızla ve acısız geçmişti.
Fotoğrafını çektiğimde bir teşekkür olarak içecek bir şeyler ısmarladığında mutlu olmuştum. Samimiyetin dili, dini, ırkı yok demediysek tam sırası.